Radyo Eksen ve Çağlan Tekil
2001 yılında hayatımda büyük bir olay olmuştu. Bizim dükkanın müşterisi olan sevgili abim Kenan Onuk’a Radyo Eksen’i çok sevdiğimi ve gönüllü çalışmak istediğimi söylemiştim. Kenan Onuk NTV bünyesinde çok önemli biriydi ve herkesi tanıyordu. Radyo Eksen de NTV bünyesinde bir radyoydu. Radyonun müdürü Barbaros Devecioğlu’na beni öyle bir anlattı ki Kenan Abi, beni hemen aldılar radyoya. Esas amaç bizim dükkandaki CD’lerin radyonun bilgisayarına kaydedilmesiydi. Türkiye’nin en iyi arşivlerinden biri bizim dükkandaydı. Başlarda CD getirip götürmek ve almanca müzik sitelerinden tercüme dışında bir şey yapmadım. Sonra beni stüdyoya götürüp bana anons denemesi yaptırdılar. Beğenince de 1 hafta çalışmam için bana küçük bir yer verdiler. Sonra da akşam 19:00’dan itibaren haftaiçi 2 saat yayına girmeye başladım. İlk başlarda bu kadar önemli bir saati bana neden verdiklerini anlamadım ama sonra NTV’deki servislerin 18:30’da kalkması nedeniyle olduğunu anladım:) Olsun, benim için büyük bir fırsattı. Daha önce dinlemediğim kadar şarkı dinledim ve mikrofona konuşmak konusunda da ciddi bir deneyim oldu. İlk anonsumu hiç unutmuyorum, kağıda yazdım ve kağıttan okudum 2 cümleyi. Ne kadar zor olmuştu, halbuki ne kadar kolay bir iş. Ama heyecan insanı çok zorluyor. Böyle ortamlarda acemiler pek sevilmez. Bir sürü ‘deneyimli’ vardı bizim radyoda ve aynı ofisteki diğer radyolarda. Ben onların yanında çok ciddiyetsiz duruyordum heralde. Baya köpek muamelesi görüyordum bazı insanlardan. Ama bazı insanlar zarafetlerini asla bozmadılar bana karşı. Bunlardan biri de her pazartesi benden sonra yayına giren Çağlan Tekil’di. Evet, o da beni meraklı gözlerle süzüyordu. Böyle bir aceminin bu kadar önemli bir saatte ne işi var diyordu. Ama asla ters bir hareketini görmedim. Ne mühim insanların o NTV koridorlarında 5 kuruş etmediklerini gördü bu gözler, daha 21 yaşındayken. Keşke o ölmeseydi de o kibirli insanlardan biri ölseydi. Dünyanın adaleti yok gerçekten…