Bir zamanlar Anadolu’da
Bu haftasonu hem bol bol kayıt yaptık, hem de bir konser. Sayıca epey bir şarkının demosunu yapıp aralarında seçim yapmak /yaptırmak istiyordum, ama albümde yayımlayacağımızdan sadece biraz daha fazla şarkıya demo yapıldı. Onlardan bir iki tane elemek ya da hepsini kaydetmek gibi iki seçenek var şimdi. Bir yandan da yeni şarkılar yazıyorum. Kısmen bitmemiş olan bir şarkı var, çok da güzelmiş gibi geliyor bana, onu da bitirmeyi istiyorum. Emin olduğumuz şarkıların kaydına başladık. Kayıtları dinleyen insanların tepkileri ise genelde pek benzemiyor. En sevilen şarkı genelde farklı, yine de bir iki tanesi daha öne çıkıyor. Ancak her şarkıyı özellikle sevenler oldu. Ben de zaten hepsini ayrı seviyorum:)
Konser de gayet güzeldi. KadıköySahne’ye çok alışıktık ve Dorock’la ilgili tereddütlerimiz vardı, çoğunun boşuna olduğunu söyleyebilirim. Güvenlik çok sıkı mekanda, bunun doğru olup olmadığını değerlendirmek benim için zor, ama tahmin ettiğimiz gibi şikayet geldi güvenlikten. Tek erkek gelenleri almamışlar, genel şikayet buydu. Bizi almamalarından da korkuyorduk, sıkı güvenlik olan yerlerde bazen kendi ismimizi de davetli listesine yazıyoruz, ama konuşunca aldılar hemen:) Gerçi yanımda hep birileri vardı, ben birebir konuşmadım. Anadolu’da ekipçe içki içilen bir mekana gidemiyoruz bu yüzden, hepimiz erkek olduğumuz için. Mekanlardaki güvenlikler çok problemli, bütün mekancılar da güvenliklerin orantısız davranışlarından bıkmış durumda. O yüzden bu konuda mekanları eleştirmek de çok kolay değil. Sürekli yaramazlık yapan bir çocuk sahibi olmak gibi bir şey, hayat boyu bir mahcubiyet hali. KadıköySahne’nin kısmen iyi olduğu bir konu mesela güvenlikler, ama Dorock’a göre çok küçük ve kontrolü kolay bir mekan. Ayrıca daha önce orda çalışan menajerimiz Aysun’un ifadesine göre de onu en çok üzen çalışanlar güvenlikler olmuş, hep onlarla uğraşmış, çok da komik hatıraları var:)
Yine konserden bahsedecek olursam, çok kötü bir havada içerisi dopdoluydu. Mekanın işlek olmasının elbette etkisi var, günlerden cuma. Yine de bizi cesaretlendiren bir gece oldu o gece. Fena da çalmadık, bu ara daha az konser olduğu için biraz prova ihtiyacı olmaya başladı uzun süredir ilk defa.
Aralıkta iki Almanya konseri, ocakta da ilk defa Azerbaycan konseri var, Türkiye’de de daha önce çalmadığımız bazı şehirlere gitme durumumuz var önümüzdeki günlerde. Akın Abi ile olan akustik proje de gayet iyi gidiyor. Afyon’daki dördüncü konserimiz ilk defa şehir merkezinde oldu bu sefer. Afyonlular da ilk defa geldi zaten:) Bundan önce sadece öğrenciler geliyordu. Aydın ve Konya da beklediğimden çok daha kalabalık ve güzel geçti. Afyon ve Aydın’daki mekanların işletmecileri bizi gerçekten çok iyi ağırladılar. Konya’daki mekan konusunda çok olumsuz şeyler duymuştum, biz müzisyen olarak güzel vakit geçirdik ama konser organizatörümüz sanırım baya hırpalandı, dedem gelebildi konsere, geçen sefer hastaydı, gelememişti. O yüzden çok üstünde durmadım aksaklıkların. Ama Anadolu genelinde bu işi yapmak gerçekten zor mekancıların tavırlarından dolayı. İş kötü geçerse zaten müzisyene ve yapılan müziğe hiç kıymet verilmiyor, iş iyiyse de bu sefer başka sorunlar çıkıyor, özellikle ekonomik. Günün birinde Türkler’in çok ahlaklı insanlar olmadığıyla ilgili bir araştırma yapılırsa bende epey hikaye var maalesef… Sinan (18 Kasım 2018)